Frida Kahlo

Kitap, ressam ve devrimci Frida Kahlo’nun geçek yaşam öyküsünü fotoğraflar, çizdiği resimler ve mektuplar ile destekleyerek anlatıyor.

1907 yılında doğan Frida küçük yaşta geçirdiği hastalık nedeniyle bir bacağı engelli kaldığından kendisine ‘’Tahta Bacak Frida’’ denildi. 1925 yılında okuldan eve dönerken bindiği otobüsün tramvayla çarpışması sonucu çok kişinin öldüğü kazada, tramvayın demir çubuklarından birisi Frida’nın kalçasından girip leğen kemiğinden çıktı, kazadan bir ay sonra evine dönebildi, uzun süre yatağa bağlı şekilde yaşadığından ailesinin teşviki ile sıkıntı ve acıdan uzaklaşmak için resim yapmaya başladı.

Yatağının tavanındaki aynaya bakarak ilk otoportresi “Kadife Elbiseli Otoportre” yi yaptı. Duygularını resimle ifade eden Frida bir süre sonra korse yardımıyla yataktan kalkabilse de ömür boyu acı ve ağrılarla mücadele etmek zorunda kaldı.

Kazadan sonra tüm hayatı hastaneler ve doktorlar arasında geçti. Korseler ve alçılar içinde, omurgası ve sağ bacağında bitmek bilmeyen dinmeyen bir acıyla yaşamayı öğrendi. 32 kez ameliyat edildi ve çocuk felci nedeniyle sakat olan sağ bacağı 1954’te kangren yüzünden kesildi.

Ancak 1927 yılı sonunda yürümeye başlayan Frida bu dönemde politika ve sanat çevrelerinden insanlarla tanışmaya başladı ve dönemin sanatçılarının davetlerine, sosyalistlerin tartışmalarına katıldı. 1929’da Meksika Komünist Partisi’ne üye oldu.

Resim yapmaya devam eden Kahlo Meksikalı Michalangelo olarak anılan ünlü ressam Diego Rivera ile tanışarak ona resimlerini gösterdi ve kısa bir süre sonra iki ressam 1929’da evlendi. Evlilikleri çevresinde “fil ile güvercinin evliliğine” benzetildi. Diego kendisinden yirmi bir yaş büyük, çevresinde çapkın ve sadakatsiz olarak bilinen biriydi.

Rivera’nın Komünist Parti’den ihraç edilmesi üzerine Frida Kahlo da partiden ayrılarak 1930 da eşiyle beraber ABD’ye gitti. ABD’de yaşarken sağlık sorunları nedeniyle bir çocuğunu aldırdı ve en sonunda eşinin sadakatsizlikleri nedeniyle 1939 yılında ondan ayrıldı. Bu ayrılık uzun sürmedi ve bir sene sonra yeniden evlenerek Frida’nın çocukluğunu geçirdiği “Mavi Ev’e” yerleştiler.

Sağlığı sürekli bozulan Frida, dayanılmaz acılarla başa çıkmak için bütün gücüyle resim yaptı; yalnız ülkesinde değil, Amerika ve Fransa’da sergiler açtı. 1938’de New York’ta açtığı sergi ona büyük ün getirdi ve 1939’daki Paris sergisi ile övgüler topladı. Picasso ve Kandinsky gibi sanatçıların övgüsünü kazandı ve Louvre Müzesi sanatçının‘’ Çerçeve’ adlı tablosunu satın aldı.

Sanatçı, ülkesindeki ilk kişisel sergisini 1953’te Meksika’daki galerisinde açtı. Doktoru, yatağından çıkmasını yasakladığı için serginin açılışına karyolasında taşınarak götürüldü.

Frida Kahlo, 13 Temmuz 1954’te, akciğer embolisi teşhisiyle öldü ve cenazesi ertesi gün yakıldı. Külleri, Mavi Ev’de muhafaza edildi. Mavi Ev, 1955’te Rivera tarafından devlete bağışlanmıştır.

Frida Kahlo’nun hayatı duygusal ve fiziksel acılar içinde geçmiş inişli çıkışlı bir hayat yaşamıştı. Frida bu yaşantısını renkleri ve tuvali araç edinerek resme dönüştürdü.

Bu ve daha fazla bilgiyi kitapta bulabilirsiniz. Okunası kitaplardan.

Keyifli okumalar.