Connect with us

Kitap

Krizantem ve Kılıç

Published

on

Kitaba adını veren krizantem Japon İmparatorluğu’nun simgesi olan çiçek. Japonların kırılgan, hassas ve nazik yönünü, Japon kılıcı ise onların yıkıcı yönünü simgeliyor.

İlk yayınlanma tarihi 1946 olan bu kitap Japon toplumunun, günlük yaşantısını, gelenek ve göreneklerini, toplumun genel karakter yapısını analiz ediyor. Japonya’nın eski çağlardan başlayarak 2. Dünya Savaşı’na kadar geçirdiği siyasi, tarihi, dini, iktisadi ve kültürel yaşamını anlatıyor. 2. Dünya Savaşı sırasında Amerika, Japonya’ya karşı nasıl bir strateji uygulayacağını tespit edebilmek, Japonları savaşta bu kadar hırslı, başarılı ve güçlü kılanın ne olduğunu anlamaya çalışmak üzere ABD Savaş Bakanlığı bir antropologu-kitabın yazarını- rapor hazırlamakla görevlendirmiştir.

Japonları savaşa sürükleyen motivasyonlar ve savaştaki davranışlarını Amerikalı, Alman veya İngilizlerden farklı kılan bir şeyler olduğu kabulünü pekiştirmiş bir çalışma.

 

Kitapta yer alan bilgilerin bir kısmı geçerliliği yitirmiş olabilir ama Japonların toplum yapısına ilişkin ‘’ko”, “gimu”, “giri”, ‘’nimmu’’ gibi anne-babaya, imparatorlarına veya kendisine karşı iyilik yapan herhangi birine karşı yüklendiği borçlar kısmını anlatan gelenek/görenekler bir şekilde devam ediyordur diye düşünüyorum. Hayatları Chu sahası, Ko sahası, Giri sahası, Jin sahası (merhametli olmak), beşeri duygular sahasından oluşur. Her sahanın ayrıntılı kanun ve prensipleri vardır. Gimu: Ödenmesinde zaman sınırlaması olmayan aslında tam olarak ödenemeyen yükümlülüklerdir.

Chu: İmparatora, Japonya’ya, kanuna olan görevler.

Ko: Anne-babaya-ataya karşı olan vazifeler.

Nimmu: Kişinin işine karşı olan vazifesi.

Giri : Ödenmesi için zaman sınırlaması olan mükellefiyetler.

Kitap benim gibi Japonya’ya veya genel anlamda farklı kültürlere ilgi duyanlar için okunabilir nitelikte.

İyi Okumalar.


*** Japon kültürüne ait okuduğunuz kaynak var ise paylaşalım lütfen.

 

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply