Connect with us

Gezi

Salda Gölü ve Sagalassos Antik Kenti Gezimiz

Published

on

Salda Gölü ve Sagalassos Antik Kenti Gezimiz

Selimiye, Kayaköy ve Ölüdeniz gezimizin ardından nereyi uğrak yeri yaparak evimize dönebiliriz diye düşünürken karşımıza Salda Gölü çıktı.

https://www.gezipduru.com/2016/08/25/marmaris-fethiye-burdur-salda-golu-gezimiz/

Yol güzergahımız biraz değişecekti ama buna değer olduğunu daha gitmeden biliyorduk.

Bazı yerler, bazı kitaplar, bazı filmler, bazı şiirler, bazı fotoğraflar, bazı sözler vardır ki size özel kalsın isterseniz. Çok fazla kişi bilmesin, okumasın, izlemesin, işitmesin, görmesin, bilmesin isterseniz. Salda Gölü’nü gördüğümüzde hissettiğimiz duygu da buydu. Ama ülkemizin doğal güzelliklerinin bilinmesi adına bu tür saklı gizli yerleri görmek ve sonrasında tanıtımını yapmak gerekiyor.

Bir gün öncesinden rezervasyon yaptırdığımız göl kenarında yer alan  Hotel Lago Di Salda ya gittik.

Hotel Lago Di Salda

Otel temiz, çalışanlar güler yüzlü ve yardımsever. Yemekleri ve kahvaltısı da güzel. Biraz  dinlendik sonra otelin yakın çevresinde yürüyüşe çıktık.

Salda Gölü, Türkiye’nin en derin gölü. Turkuaz rengiyle oluşan güzel manzarasının yanı sıra, göl çevresindeki küçük kumsallar gölün turizm amaçlı kullanımını sağlıyor.

Göl suyunun içinde magnezyum, soda ve kil bulunuyor. Suyun ve göl içindeki çamur tabakasının cilt hastalıklarına iyi geldiği düşünülüyor.

Salda Gölü’ne gittiğinizde yüzebilirsiniz ancak belirli ve sınırlı alanlar içinde. Göle girdiğinizde çok az ilerlediğinizde aniden ayağınız birden bire içeriye gömülebiliyor. Bence müthiş görsel güzellik sunan manzarayı göl kenarında oturup seyretmek çok daha güzel.

Salda Gölü’nün muhteşemliğinin tehdit altında olduğunu anlatmadan olmaz.

184 metreye ulaşan derinliğiyle Türkiye’nin en derin gölü olan, 110 kuş  türüne ev sahipliği yapan bu muhteşem yer 1989 yılından bu yana birinci derece doğal sit alanı ancak büyük bir tehlike altında. Devlet Su İşleri,  Burdur Gölü başta olmak üzere, Salda Gölü’nün de içinde bulunduğu Göller Yöresi’ne son yıllarda birçok gölet inşa etmiş durumda. Bunun sonucu olarak doğal sulak alanlar birer birer tahrip oluyor. Gölü besleyen Düden Çayı üzerinde DSİ tarafından inşa edilen göletin ardından Kayadibi köyünde yapımına başlanan ikinci gölete karşı Burdurlu vatandaşlar dava açmış ancak bir harita mühendisi, jeolog ve çevre mühendisinden oluşan bilirkişilerin hazırladığı rapora dayanan Isparta İdare Mahkemesi, Salda Gölü’nün kaderini etkileyecek göletin yapımında bir sakınca görmeyerek projeyi hukuka uygun bulmuş. Şu an Yargıtay Kararı bekleniyor. Karar kesinleşirse ve Salda Gölü’nün can damarı kesilirse göl son 40 yılda üçte biri kuruyan Burdur Gölü’nün kaderini paylaşacak.

*** Kaynak bulma konusunda yardımlarını esirmeyen Yusuf Yavuz Bey’e teşekkür ederim. Yazımın  en altında  yer alan ve konu hakkında Yusuf Yavuz Bey tarafından daha önce yazılan yazıları içeren linklere bakabilir ve  Salda Gölü’ne ait detaylı bilgileri bulabilirsiniz.

Yapılan araştırmalarda, karstik yapıdaki gölün yaklaşık 2 milyon yıllık bir geçmişe sahip olduğu, gölün bulunduğu bölgenin kayaç yapısı, iklim ve gölü besleyen derelerdeki su akışından kaynaklanan bu beyaz oluşumun milyonlarca yıldır dengeli bir şekilde sürüp geldiği ancak gölü besleyen derelerden gelen planktonik organizmaların azalması ya da engellenmesi durumunda bu beyaz oluşumun kararacağı ve giderek yok olacağı belirtiliyor.

Her geçen gün bilinirliliği arttığından, insanoğlunun yarattığı kirlilikten nasibini almadan ya da yok olmadan bu muhteşem gölü görmelisiniz .

Salda Gölü, nadir güzellikte bulunan göllerden biri. Umarım turkuaz suyunu daha fazla azaltmaz, beyaz kumsallarını karartmayız. Bu düşüncelerle Sagalassos Antik Kenti’ne doğru yola revan oluyoruz.

Kültürel ve tarihi değerler açısından önemli bir yere sahip olan bu antik kentimiz, Burdur’un Ağlasun ilçesinde sizi bekliyor. Antik dönemde Pisidia olarak bilinen bölgede, dağlık bir alanın bitişiğinde yer alan kentte ilk yerleşim izleri günümüzden 12.000 yıl öncesine kadar uzanıyor.

Kentin Batılılar tarafından ilk keşfi, Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılmış. Kalıntıların Sagalassos antik kentine ait olduğu, İngiliz rahip F. Arundell tarafından belirlenmiş ve 1884-1886 yılları arasında Kont K. Lanckoronski kapsamlı çalışmalar yürütmüş.

1989’da Burdur Müzesi ve Marc Waelkens ortaklığında kurtarma kazısı yürütülmüş, 1990 senesinde, Sagalassos, Prof. Dr. Marc Waelkens başkanlığında yürütülen, Bakanlar Kurulu kararlı bir kazı projesi haline gelmiş. Böylelikle Marc Waelkens’a Sagalassos’ta kazı yapma ve kent topraklarında araştırma yürütme izni verilmiş. Waelkens’ın 3 yıl önce emekli olmasının ardından bu göreve, kazıda başkan yardımcılığı yapan Leuven Katolik Üniversitesinden vatandaşı Prof. Dr. Jeroen Poblome getirilmiş.

Kent yaklaşık 1000 yıl boyunca seramik üretim merkezi olmuş. Antik kentte üretilen seramiklerin sadece Anadolu’nun içine değil, Avrupa, Ortadoğu ve Afrika’nın önemli antik kentlerine ticaret yoluyla ulaştığı tespit edilmiş. Ayrıca, antik dönemlerdeki en uzun seramik üretimi merkezi olarak UNESCO Dünya Miras Listesi’ne önerilmiş.

M.S. 161-180 yılları arasında yapılan 28 metre cepheli 9 metre yüksekliğindeki Antoninler Çeşmesi, tam 3 bin 500 parçanın birleştirilmesi ile 2 bin yıl sonra yeniden ayağa kaldırılmış ve restorasyon çalışmaları tam 13 yıl sürmüş.

2016 yılında Antik kenti yerli-yabancı toplam 29.952 kişi ziyaret etmiş. 2017 yılında Ağustos ayı dahil toplam 25.286 kişi ziyaret etmiş. http://www.burdurmuzesi.gov.tr/TR,120529/ziyaretci-istatistigi.html

Bu görülmeye değer kenti ziyaret etmeniz dileğiyle.

Antik kent içindeki gezimiz bittikten sonra yola revan olduk. Antik kenti ve Salda Gölü’nü bir kez daha görmek ve aynen bıraktığımız şekilde bulmak umuduyla…

***Yusuf Yavuz tarafından kaleme alınan yazılara aşağıdaki linklerden ulaşabilirsiniz.

http://www.magmadergisi.com/direndoga/turkiyenin-maldivleri-kesfedilmeden-yok-olacak

http://www.turizmhaberleri.com/haberayrinti.asp?ID=31066

http://www.kuzeyormanlari.org/2016/10/08/turkiyenin-maldivleri-salda-beyazi-devlet-eliyle-karartiliyor/

http://odatv.com/turkiyenin-maldivleri-elden-gidiyor-2608171200.html

 

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply