Connect with us

Gezi

Cumalıkızık Gezisi 2013

Published

on

Eylül 2013

İş yoğunluğundan, teknoloji kirliliğinden ve insan kalabalığından uzak duralım ama İstanbul’dan da çok uzak olmayalım diyorsanız eğer  ilk akla gelen yerlerden biri olan Cumalıkızık’a gidebilirsiniz.

 

Cumalıkızık, Uludağ’ın yamacındaki taş evleri, zemini taş döşeli dar sokakları ve köy havasını kısmen koruyan atmosferiyle bizi karşılıyor.

 

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde bulunan Cumalıkızık’ın kuruluşu 1300’lü yıllara kadar dayanıyor. Osmanlı İmparatorluğu zamanında Uludağ çevresine kurulan 7 kızık köyünden birisi burası.

O tarihlerde dağ eteklerinde kurulan köyleri tanımlamak için “kızık” sözcüğü kullanıldığından Uludağ’ın etekleri ile vadiler arasında sıkışıp kalan köylere Cumalıkızık, Derekızık gibi isimler verilirmiş. Diğer kızık köylerinde yaşayanların Cuma namazı için toplandığı yer olduğundan bu köyün Cumalıkızık adıyla anıldığı söyleniyor.

 

Kızık köylerinden yalnızca Cumalıkızık, Hamamlıkızık, Derekızık, Değirmenlikızık ve Fidyekızık bugüne kadar gelebilmiş. Şu anda diğer köylerden daha bilinir olması ve gezi turlarına dahil edilmesi televizyonda yayınlanan ve bir dönemin çok izlenen dizisi Kınalı Kar ile olmuş.

Zemini taş döşeli dar sokakların ortasında yer alan eğimli yüzey, saçaklardan gelen yağmur suyunu evlerin cephesinden uzaklaştırmayı sağlıyor.

Köy evleri genellikle kerpiç, taş ve ahşaptan 2 katlı olarak yapılmış, kapıların üzerlerinde demir tokmaklar var.

Dünyanın en dar sokağı neresidir derseniz sanırım ”Cin Aralığı” diyebiliriz.  Efsaneye göre Kurtuluş Savaşı’nda Cumalıkızık köyünü basan Yunan askerleri tüm köylüleri camiye toplayıp camiyi yakmaya karar verirler. Köylüler bir fırsatını bulup camiden kaçarlar. Girdikleri sokakta, iki evin bittiği noktada küçücük bir aralık vardır. Bir insanın geçebileceği büyüklükte olan aralık, sokak girişinden bakıldığında çıkmaz yol olarak görülmektedir. Köylüler, bu aralıktan geçmeyi başararak Türk askerlerinin olduğu tepeye ulaşırlar. Yunan askerleri sokağın girişine geldiğinde gözlerine inanamaz ve şöyle derler: “Bu insanların buradan kaçması imkansız. Bu olsa olsa cinlerin işidir.” O günden sonra da buranın adı Cin Aralığı olarak kalmış.

 

Cumalıkızık’a gittiğimizde biz serpme köy kahvaltısı sipariş ettik. Yaprak sarmasına kadar soframızda yok yoktu. Sobanın üzerinde demlenen çayın tadı hala damağımda. Köydeki yoğunluğa bakılırsa yakın çevrede oturanlar -özellikle Bursalılar- uzun soluklu kahvaltı için haklı olarak bu köyü tercih ediyorlar. Kısa soluklu bir gezi istiyorsanız ve sonrasında güzel bir kahvaltı Cumalıkızık tam istediğiniz yer.

 

Durmadan gezip görmeniz dileğiyle.

 

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply