Connect with us

Gezi

Eskişehir Gezimiz

Published

on

Eskişehir Gezimiz

Eskişehir… Şehre ilk gidişim turla olmuş ve dostlarımla keyifli vakit geçirmiştim. Şehirde gitmediğim yerler olduğundan bir kez daha gitmek gerekti ki bu sefer yanımda sevdiğim insanla birlikte yolculuk edecektik.

Çevrenizden duymuşsunuzdur. Eskişehir çok güzel, şehrin Avrupai bir havası var, küçük Venedik, üniversiteli şehri, büyük parklar, modern bir şehir…vb. İlk gittiğimde hava çok serin olduğundan şehrin tadını çıkaramadığımı ve alıcı gözle bakmadığımı düşündüm. Tekrar gidip görmek, bakmak, fotoğraflamak güzel olur dedik, dostlarımıza gezipduru diyerek sevdiğimle yollara düştük.

İstanbul-Eskişehir hızlı trenini kullanırsanız yol 2,5-3 saat kadar, araba ile yaklaşık 4 saat kadar sürüyor. Yanınızda arkadaş, dost, sevgili var ise bu süre inanın o kadar kısa geliyor ki bakmışsınız Porsuk çayının kenarındasınız.

Porsuk Çayı ile başlayalım. Şehrin önemli simgelerinden biri. Birkaç cadde ve çayın olduğu alanlar halk arasında Adalar olarak  anılıyor. Bu bölgede her bütçeye uygun birçok, otel, restoran, kafe, nargile kafe bulunuyor.

Bu gölgede gondol ve bot seferleri yapılıyor. Bu seferler hem ulaşım konusunda hem de turistik gezi amaçlı olarak  hizmet veriyor. Porsuk Çayı üzerinde düzenlenen bu seferler Venedik’teki gondol turları ile karşılaştırılıyor. Sevdiğim insan Venedik’e gittiği için bu yoruma çok sıcak bakmıyor. O nedenle bu konuda ben yorum hakkımı şimdilik saklı tutuyorum. Venedik de gondol sefası yaptıktan sonra buraya konu hakkındaki düşüncemi ayrıca not düşerim.

Porsuk Çayı üzerinde birden çok köprü var. En güzel yanı sevdiğim gibi her birinin renkli renkli olması.

Gondol sefası sonrası Haller Gençlik Merkezi’ne gidiyoruz. Eskiden sebze ve meyve hali olarak kullanılan bina, belediye tarafından restore edilerek gençlik merkezine dönüştürülmüş. İki katlı olan yapı içinde kafeler, barlar, hediyelik eşya dükkanları, kafeler, büfeler, kitapevi, Tepebaşı Sahnesi bulunuyor.

Su muhallebimizi de yedikten sonra yola revan oluyoruz ve Eti Arkeoloji Müzesi’ne gidiyoruz. Müzede Eskişehir’de yer alan Dorylaion, Pessinus, Han Yeraltı Şehri, Demirci höyük gibi ören yerlerinde gerçekleştirilen kazı çalışmalarından çıkarılan eserler yer alıyor. Bizim gibi müze meraklısı iseniz mutlaka görmelisiniz. Eskişehir ETİ Arkeoloji Müzesi, Türkiye’de özel sektör desteği ile hayata geçirilen ilk müze olma özelliğini taşıyor. Müze ve ören yerleri dini bayramların birinci günü saat 13:00’e kadar kapalı. Bunu dışında müze her gün açık ve müze kart geçiyor .Giriş ücreti 5-YTL ( 2017)

 

Tepebaşı ilçesi sınırları içinde 400 bin m2 lik Bilim Kültür ve Sanat Parkı bulunuyor. Biz İstanbulluların en çok özeneceği şeylerden biri şehir insanlarının nefes alabilecek güzel, bakımlı ve büyük parklara sahip olması. Bunlardan en büyüğü ve bana göre en güzeli bu park. İçerisinde Türkiye’nin en büyük uzay evinin de yer aldığı Bilim Deney Merkezi, Korsan Gemisi, 2010 Turkiye’de Japon yılı etkinlikleri çerçevesinde Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye’nin Japonya Büyükelciliği iş birliğiyle yapılan Japon Bahçesi, büyük bir gölet, konser alanı, restorantlar, engelli çocuklar için oyun alanı, park içinde hizmet veren özel gezi trenleri ve Sualtı Dünyası bulunuyor.

l

Sıra geldi Devrim Arabası’na …1961 yılında 4 adet üretilen Devrim otomobillerinden sadece birisi günümüze kadar ulaşmış. Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayi A.Ş. TÜLOMSAŞ/Eskişehir bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda sergilenen otomobili görmeden şehirden ayrılmak olmazdı.

Devrim arabasının hikayesi… Hem gurur duydum hem hüzünlendim. Birlikte tekrar okuyalım. ”Devrim” nasıl yolda kalmış !!!

http://www.devrimarabasi.com/tarihce.html

Kentpark … Eskişehirlilerin deniz keyfini yaşadıkları park Türkiye’nin ilk yapay plajına ev sahipliği yapıyor.

Yapay plaj dışında, açık yüzme havuzları, restoran ve kafeler, hediyelik eşya satışı yapılan büfeler, at binme alanları, çocuklar için oyun grupları ve büyük bir yapay gölet bulunuyor. Özellikle çocuklu ailelerin keyifli vakit geçirebilecekleri gölet çevresinde bir de restoran yer alıyor. Biraz soluklanıp bir şeyler yiyip içmek isterseniz burada oturabilirsiniz.

Yoğun bir günün ardından otelimize gittik . Otelimiz konforlu, temiz, personeli ilgili, yemekleri lezzetli ve merkezi bir konumdaydı.

http://abaciotel.com/tr/

Sabah kuvvetli bir kahvaltının ardından Çağdaş Cam Sanatları Müzesi’ne uğruyoruz. Eskişehir Kent Belleği Müzesi ile bir arada yer alıyor. İlk katta cam sanatlarına ilişkin sergi, bir üst katta ise Eskişehir’in geçmişten günümüze tarihini anlatan bölümler bulunuyor.

Sırada görmeyi merakla beklediğim Yılmaz Büyükerşen Balmumu Heykeller Müzesi var. Müzedeki heykeller Büyükerşen’in elinden çıkma ve yıllarca emek harcadığı işler bu müzede sergileniyor. Müze, ele alınan kişiler ve dönemlere göre farklı salonlara ayrılıyor.

Çok renkli, eğlenceli ve eline sağlık Büyükerşen dedirten bir müze. Beni en çok etkileyen bölümü A  Salonu oldu.

Müze, Pazartesi günleri hariç her gün  açık . Hafta içi: 10.00 – 12.30 ; 14.00 – 17.00

Hafta Sonu: 10.00 – 12.30 ; 14.00 – 17.30   Giriş Ücretleri Tam : 10 TL İndirimli 5 TL

Müze gezimizin ardından Odunpazarı’nın sokaklarında dolaşıp, fotoğraf çekip, keyifli  dakikalar geçirdikten sonra Atlıhan El Sanatları Çarşısı’na uğruyoruz.

Alışveriş saati sonrası yemek saati geldi.

Ana Sayfa

Konak, 205 senelik bir tarihe sahip. Yöresel yemeklerimizi yedik. Gerçekten çok lezzetli idi ve servis çok hızlıydı. Tatlılar yenildi ve üstüne yorgunluk kahveleri de içildi.

 

Konak da keyif çayımızı da içtikten sonra yola revan olma vakti geldi. Şehirden ayrılırken Yılmaz Büyükerşen’in adının neden bu şehir için önemli olduğunu anladık. Emek, çaba, modern düşünce, yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik çalışmalar, insana verilen değer bir araya gelince güzel şeyler ortaya çıkıyor.

Darısı diğer şehirlerimizin başına.

Keyifli gezileriniz olsun.

 

 

 

 

 

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading