Connect with us

Gezi

Tirilye Gezisi 2013

Published

on

AĞUSTOS 2013

Tirilye’nin adını arkadaş çevremden sürekli duyardım ama gitme fırsatım 2013 yılına kadar hiç olmamıştı. Bir yerin farklı renkleri/kültürleri içinde barındırması, içimde orası her neresi ise hemen gidip görme isteği uyandırır. Buradan yola çıkarsam listemde gidilecek çok yer var anlamına geliyor.

Bu kez gezi grubumuzla değil kendi  arkadaşlarımızla İstanbul dışında kahvaltı planı yaparken yolumuz Tirilye tarafına düştü. Fırsat bu fırsat hava da çok güzel diyerek yola koyulduk.

Tirilye’ye vardığımızda liman ve cafeler yazın sıcak günlerinin yaşanmasına rağmen düşündüğümden daha kalabalıktı. Sanırım herkes bu yaz günlerinin keyfini çıkarmak için yollara düşmüştü. Deniz kokusu, sarısıcak, temiz hava,yemek, içmek, hediyelik eşyalar, renkli sokaklar ve evler her şey burada var.

Limanda biraz zaman geçirdikten sonra sokak aralarına girdik.

 

İlk karşılaştığımız yapı 1909 yılında yapılmış olan Taş Mektep. Trilye’de Rum nüfusun azalması nedeniyle 1924’te yetim ve öksüz çocukların eğitimi için tahsis edilerek, ilkokul ve ortaokul olarak 1986’ya kadar faal olan bu bina, 1988’de boşaltılmış ve 2013 senesi itibariyle bakımsız halde kendi haline bırakılmış.

 

 

Daha sonra yolumuz Fatih camisine düştü. Yapı haç formunda inşa edilmiş Bizans mimarisine bir örnek. (Eski adı Hagios Stephanos – Hinolakkos Kilisesi) Bölgenin Türklerin eline geçmesiyle birlikte yapıya minare ve mihrap eklenerek camiye dönüştürülmüş. Ancak her ne kadar günümüzde cami olarak kullanılsa da kilisenin genel yapısı korunmuş.

 

 

Sonrasında sokak aralarını dolaşarak rengarenk evleri ve çarşısını fotoğrafladık.

 

 

Dolaşa dolaşa tepeye kadar çıktığımızda kendimizi Çamlı Kahve de bulduk. Manzara karşısında hem beden hem de ruh yorgunluğumuzu serin bir içecek ile giderdik.

Kıyı kasabası Tirilye, gezip görmesi, fotoğraflaması çabuk şekilde bitirilip  dinlenesi yerlerden.

Biz gezimizi bitirdikten sonra deniz kenarında gün batımı eşliğinde bir de balık keyfi yaptık. Bu keyif için bile gitmeye değer.

Gezi yazımız keyfiniz olsun. İyi gezmeler.

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply