Connect with us

Gezi

Thassos (Taşöz) Adası Gezimiz

Published

on

Kavala-Selanik gezimizin üçlemesini oluşturan Thassos (Taşöz) Adası gezi yazımız ile karşınızdayız. Tur kapsamında ve serbest zamanlarımızda kendi belirlediğimiz yerlere gittiğimiz, detaylarını anlattığımız Kavala ve Selanik yazı linklerine aşağıdan ulaşabilirsiniz.

http://www.gezipduru.com/2019/08/06/kavala-gezimiz/

http://www.gezipduru.com/2019/08/19/selanik-gezimiz/

Selanik gezimizi tamamladıktan sonra adaya gitmek için sabah erkenden yola koyulduk. Yolda rehberimiz tarafından bize aktarılan bir iki bilgiyi yazımıza giriş mahiyetinde burada aktarmak istedik. 395 yılında Roma İmparatorluğu’nun ikiye ayrılması sonucu Taşöz Adası Doğu Roma (Bizans) İmparatorluğu’nda kalmış. Ada çok değerli mermer yataklarına sahip olduğundan Slav deniz korsanlarının hedefi haline gelmiş. Sonrasında Ceneviz yönetimine geçmiş olsa da tüm ortaçağ süresince 1455 yılına dek Bizans toprağı olarak kalmış. 16. yy da Osman İmparatorluğu ele geçirmiş ancak 1770-74 yılları arasında adayı Ruslar Osmanlı İmparatorluğu’nun elinden almış. 1821’de Yunanistan’da bağımsızlık rüzgarlarının esmeye başlaması ile patlak veren Yunanistan Bağımsızlık Savaşı’nda arabuluculuk yaptığı için Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa‘ya tımar olarak verilmiş. 1912 yılında, Balkan Savaşları sırasında Yunan donanması tarafından ele geçirilen Taşöz Adası o günden bugüne Yunanistan’ın elinde.

Selanik’ten Keramoti’ye doğru otobüsümüzle hareket ettik. Keramoti’den kalkan feribotla Thassos Adası’nın merkezi olan Limenas’a 40 dakika da ulaştık. Yolculuk sırasında martılar feribota eşlik ettiğinden ve güzel fotoğraf kareleri yakalamaya çalıştığımızdan bu süre nasıl geçti anlamadık.

Feribot bilgisine ve fiyatlarına http://www.thassos-ferries.gr/tr/index.php linkinden ulaşabilirsiniz.

Adaya ulaştığımızda kısa bir yolculuktan hemen sonra La Scala Beach’e vardık. İçeri girdiğimizde ilk izlenimimiz kalabalık olmamasıydı ki bizim gibi kafa dinlemeyi sevenler için çok güzel bir mekan. Yer sıkıntısı olmadığından istediğimiz yere yerleştik  ve güzel müzikler eşliğinde ruhumuzu dinlendirdik. Yemek saati geldiğinde de restoranta giderek keyifle yemeklerimizi yedik. Ada da çok fazla bu tarz beach var, diğerlerini görmedik ve nasıllar bir bilgimiz yok. Ancak biz La Scala’dan gerçekten memnun kaldık.  Siz gitmeden önce bir fikir vermesi adına da mekana ait birkaç fotoğrafı aşağıda paylaştık.

Ada da ruhumuzu dinlendirip, huzur depolayıp, keyifli müzikler dinleyip kulaklarımızın pasını sildikten sonra adadan ayrılma zamanımız geldi ve kısa bir yolculuk sonrası feribota doğru yola koyulduk. Geliş yolumuzda olduğu gibi dönüş yolumuzda da martılar bize arkadaşlık etti ve bize güle güle dediler.

Dönüş yolumuz üzerinde Türklerin yoğun olarak yaşadığı Gümülcine (Komotini) şehrinden geçtik. Çok şirin ve renkli bir şehir idi ve bir iki kare fotoğraf çekerek sınır kapısına doğru ilerledik. Gezimiz sona erdiğinde dinlenmiş ve yenilemiş olarak ülkemize giriş yaptık.

Gidin, görün, eğlenin, fotoğraflayın. Yürüyebilirken, görebilirken, anlayabilirken, tadabilirken gezmelere devam.

Çokça gezmeli, çokça gülmeli, sağlıklı günler hepimize.

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .