Connect with us

Gezi

Kars Çıldır Gölü ve Boğatepe Köyü Gezimiz

Published

on

Kars binlerce yıldan bu yana medeniyetlerin yaşam alanı olmuş, sayısız uygarlığın geçişine tanıklık etmesi sebebiyle de antik bir yerleşim merkezi haline dönüşmüş en güzel illerimizden biridir. Bu güzel ilimizi görme şansına 2018 yılında nail olduk ve gez, gör, anlat anlayışımız ile yazdığımız Kars gezimizin bir kısmını aşağıdaki linkte sizlerle paylaştık.

http://www.gezipduru.com/2018/12/19/kars-ani-harabeleri-gezimiz/

Bu gezi yazımızda ise muhteşem Çıldır Gölü gezimizi, kartpostal gibi fotoğraf kareleri sunan Boğatepe Köyü’nü ve Türkiye’nin ilk Peynir Müzesi’ni ziyaretimizi paylaşacağız. Hadi başlayalım 🙂

Sabahın biraz da ayaz yaptığı saatlerde yola çıkarak Boğatepe Köyü’ne vardık. Köyün girişinde araçtan inerek karlara bata çıka Türkiye’nin ilk peynir müzesi olan Boğatepe Peynir Müzesi’ne ulaştık. 2007 yılında kurulan Boğatepe Çevre ve Yaşam Derneği başkanlığını yapan Zümran Ömür bize müzenin kuruluşu hakkında bilgi verdi. Daha sonra da bizim için hazırlanan tadımlık birçok peynir çeşidinin olduğu odaya geçildi.

*** Fotoğrafların üstüne tıkladığınız zaman fotoğraflarımızı büyük ekran olarak görebilirsiniz.

Peynir alışverişi yapılırken biz sevdiğimle birlikte köyü keşfe çıktık. Sessiz, sakin, karlar altında huzur veren, bize çok güzel fotoğraf kareleri sunan bu köyü dolaştıkça daha çok sevdik.

Kars gezimizin başında gördüğümüz Ani Harabeleri’nden sonra bize en çok etkileyen yerlerden biri olan Çıldır Gölü’ne doğru yola çıktık. Göle vardığımız zaman o kadar kalın giyinmiş olmama rağmen gerçek soğuğu burada iliklerime kadar hissettim ama manzara o kadar güzeldi ki bu çok üşüme/donma noktasında olmama kesinlikle değdi. Göl tamamen buz ile kaplıydı ve gözümüzün alabildiğince beyaz örtüyü görebiliyorduk.

Burada iki ayrı keyif yaşadık ki ilki atlı kızağa binmemiz, ikincisi de buz tutmuş beni, sıcaklığı ile çözen göl kenarındaki ‘’Günay’ın Yeri’ oldu.  İçeriden, cam kenarından izlediğimiz bu muhteşem manzara, yediğimiz sarıbalık ve mezeler ve içilen sıcak çay içimizde mutluluk deryası oluşturdu diyebiliriz.

Göl kenarında yaşadığımız bu keyif dolu dakikalardan sonra gözümüz muhteşem göl manzarasında kalsa da aracımıza doğru ilerledik. Çok büyük olduğundan, yol boyunca camdan dışarı bakarken bile Çıldır Gölü bize güzelliklerini sunmaya devam etti. Manzaranın güzelliğinden ve sadece rüzgarın sesinin olduğu bu huzur verici yerden ayrılmayı inanın hiç istemedik.

Otelimize gidip dinlendikten ve Çıldır Gölü’nün bize sunduğu görsel şölenin kanıtları olan fotoğraflarımıza baktıktan sonra tatlı bir uykuya daldık. Sabah kahvaltımızın ardından Kars Garı’na gittik ve bizi Erzurum’a götürecek bugünlerde oldukça revaçta olan Doğu Ekspresi’ne bittik. Kars-Çıldır Gölü gezimiz bu noktada bitse de yeni yerler/yeni güzellikler göreceğimizin bilinci ile trenin hareket düdüğünün çalmasını bekledik. Doğu Ekspresi yolculuğumuza dair bilgiler ve Erzurum gezimizin detayları bir sonraki gezi yazımızın başlığı olacak 🙂

Zaman geçiyor.

Vakit daralıyor.

Daha nice yerler görmek ve paylaşmak dileğiyle.

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .