Kitap
Bin Dokuz Yüz Seksen Dört

Bireyin tamamen yok sayıldığı, zihinlerin çeşitli uygulamalarla kontrol altına alındığı, tüm davranışların ve duygularının bastırılarak insanların robotlaştırıldığı totaliter bir dünya düzeni anlatılıyor kitapta.
Geçmişe ait tüm bilgi ve belgelerin kontrol altına alındığı/gerekirse silindiği, baskıcı/dayatmacı bir yönetimin olduğu, bu yönetimin yaptıklarını sorgulamadan kabullenen insanların bulunduğu, herkesin potansiyel bir ispiyoncu olduğu bir dünya. OKYANUSYA.

Ana karakterimiz Okyanusya’da, Doğruluk Bakanlığı’nda geçmişi sürekli şu andaki zamana uyarlanmakta yani tarihi günü gününe çarpıtmakla görevli Winston Smith’dir. Doğruluk Bakanlığı çalışanları geçmişteki haberlere geri dönmekte yaşadıkları zamanda geçerli olmayan bilgileri/verileri silmekte ve yeniden düzenlemektedir. Böylelikle hükümet tarafından her söylenilen, her yapılan iş ve eylem doğru olarak görünmekte, her yaptıklarında ve söylediklerinde nasıl tutarlı oldukları, derin bir uyku içindeki halka televizyonda ve gazetelerde sürekli anlatılmaktadır.
Okyanusya ‘’Parti’’ tarafından yönetilen her yerde ‘’Büyük Birader seni izliyor’’ pankartlarıyla doludur. Winston herkes gibi robotlaşan bireyler arasında görünmekle birlikte, olaylara şüphe ile yaklaşmakta, beyninde acabalar, keşkeler ile mücadele etmektedir. Partinin ona dayattığı gerçeklere inanmamakla birlikte bunları ispat edemediğinden hayatını açık hava hapishanesinde geçirmeye devam etmektedir. Ancak bir gün her şeyi gerçekliğe kavuşturacak biriyle karşılaşır. Kahramanımız Okyanusya da aşık olmak yasak olmasına rağmen bir kadına aşık olur.
Romanın ilk basım tarihi 1949’dur. Yazılan tarihi düşünerek okuduğumda bugüne kadar okuduğum en iyi distopya kitaplarından biri olduğunu söyleyebilirim. Aslında zamanımıza ışık tutan, kendimizi ve yaşadığımız dünyayı sorgulamamızı sağlayan, neyin yanlış, neyin eksik yapıldığını gösteren, karabasanlarla, örümcek dinleyicilerle dolu ümitsiz, karanlık, karamsar olmakla birlikte kesinlikle olay örgüsü, anlatımı, dili çok sade olan bir kitap.
Arka kapak tanıtımı:
“Parti’nin dünya görüşü, onu hiç anlamayan insanlara çok daha kolay dayatılıyordu… Her şeyi yutuyorlar ve hiçbir zarar görmüyorlardı, çünkü tıpkı bir mısır tanesinin bir kuşun bedeninden sindirilmeden geçip gitmesi gibi, yuttuklarından geriye bir şey kalmıyordu.
Kitaplığımda yeri başka olanlardan…

1984 yılında kitap İngilizler tarafından filme de uyarlanmış ve televizyonlarda da gösterilmiş. Açıkçası ben kitabın bana verdiği tadı o kadar çok sevmiştim ki filmi izleyerek hüsrana uğramak istemedim.

You must be logged in to post a comment Login