Connect with us

Kitap

Homeros-Azra Erhat

Published

on

Felsefe okumalarına nereden başlamalı? Hangi kaynaklara öncelik verip diğerlerini sıraya almalı diye yazılı ve sözlü kaynakları taradıktan sonra kendi yolumu çizmeye karar verdim. Netice de okumak bireysel bir eylem. Okumaya bir yerlerden başlayayım okudukça öncesi sonrası sıralamasını yapar ve eksik bilgilerimi tamamlayarak ilerlerim diye düşündüm. Ne kadar doğru bilemedim ama ben şimdiden bu çizgide yol almaya başladım bile. Öncelikle Platon’un Devlet kitabını aldım. Yüzyıllar öncesinden yazılan ve hala geçerliliğini koruyan bilgileri okuyup sayfalar arasında ilerledikçe zamanla her şey değişir sözüne pek inancım kalmadı. Zaman sadece geçiyor insan hep aynı insan, istekler hep aynı.

Platon dışında ne okumalıyım derken destanları okuma listemin başına aldım. Uzun süredir okumayı ertelediğim İlyada ve Odysseia destanlarını temin ettim. Ama bu konulara balıklama dalmak istemediğimden, okuduklarımı hazmetmek ve okuduklarımdan keyif almak adına ön okuma yapmak için değerli çevirmen Azra Erhat’ın Homeros kitabını aldım. Yazar o kadar sürükleyici ve keyif verici yazmış ki kitabı ne zaman okumaya başladım ne zaman bitirdim anlayamadım.

Kitabın içindekiler bölümünde yer alan başlıkları ve başlıklara ait kitaptan bir iki cümle alıntıyı aşağıya yazıyorum. Bu şekilde kitabın içeriği hakkında genel bir fikir sahibi olabileceğinizi düşünüyorum.

1-Girelim Konumuza

*Helle’nin Denizi  ve *Çanakkale Savaşı’nı Yaşayalım alt başlıklarından alıntıdır.

”Gül’üm sana Homeros’u anlatmak istiyorum. Sen deyince, bu yurdun milyonlarca kız, erkek çocuklarına seslenmektir amacım. Onlar Homeros’un ve iki büyük yapıtı İlyada ve Odysseia’nın adlarını duymuşlardır. Batı yazınının ilk ve en büyük destanlarını yaratan Homeros adlı ozanın bizim yurttaşımız olduğunu, büyük bir olasılıkla İzmir’de doğduğunu ya da o kentten değilse bile, Ege Kıyılarında filiz vermiş şaşılası bir uygarlığın, bir aydınlığın ilk sözcüsü sayıldığını, ola ki çağdaş bir ozan arkadaşım A. Kadir’le birlikte bizim uzun emeklerle  bu iki destanı da dilimize çevirdiğimizi bilirler.

2-Troya’ya Giderken

*Troya’nın Kuruluş Efsanesi- *Kazdağı Çobanı Paris-*Üç Güzeller* Belalı Güzel-*Troya Seferine Çıkış *İlyada Öncesi ve Sonrası

”İlyada ve Troya Savaşı tanrılar, yarı tanrılar ve kahramanlar dünyasında geçen olayları anlatır. Eski Yunanlıların biliyorsun, dinleri tek tanrılı değil , çoktanrılı bir dindi. Bu dinin baş tanrısı da Zeus’tu, ama Zeus da öbür tanrılar da insan gibi yaşar gösterilirler, günlük yaşamları insanlarınkilere benzediği gibi insanlarla da düşüp kalkarlar. Zeus’un eşi tanrıça Hera’dır ama Zeus onunla yetinmez, birçok başka tanrıça ve ölümlü kadınlarla da ilişki kurar, onlardan çocukları olur.”

”Akhalar Helene’nin kaçırılmasından ancak on yıl sonra Anadolu Kıyılarına ayak basabilmişler.” İlyada, Troya Savaşı’nın onuncu yılında, birkaç günlük bir süre kaplar ancak.”

”İlyada destanında: Yapıta asıl konu olan Agememnon ve Akhilleus arasındaki kavga bir tutsak yüzünden çıkmıştır.”

3. Troya, Dokuz Katlı Kent

”Wilhelm Dörpfeld, mimar ve arkeolog. Başlamışlar çok daha gerçekçi yöntemlerle çalışmaya, Troya denilen kentin dokuz yerleşme yerini kapsadığı bulgusu o zaman iyice  saptanabilmiştir.”

”Ne, bu mu? Bu ufacık tepecik mi koca Troya  kenti? diye şaşıracaksın, kızacaksın bana, ”Amma da abartmışsın” diyeceksin… Şunu unutma ki bir kent yalnız  kalıntılarıyla önemli değildir, bir kent esinledikleriyle büyük olabilir.”

4. İlyada

” İlyada, biliyorsun, şiir diliyle yazılmış bir destandır… Yunanca yazılmıştır ama Yunancanın özel bir  destan lehçesi ve ağzı ile, yani İon lehçesi ile Aiol lehçesi karışımı bir şeydir… Önümüzde 16.000 dizelik bir şiir yapıtı var.”

İlyada üç bölümden oluşur . Bölüm 1 : Destan ozanın esin perisi Musa’ya bir seslenişiyle başlar.

Bölüm 2 : Üç ayrı konu işlenir. Agememnon’un düşü, düşü üzerine Akhalar’ı toplantıya çağırması ve gemilerin sayımı

Bölüm 3 : Paris Menelaos’a tek tek savaşı önerir.

5. Odysseia

”Odysseia, İlyada’ya hiç benzemez, bir destan değil, bir macera romanıdır .Devli, cinli perili uzun bir masal da diyebiliriz ona.”

”Odysseus, Troya Savaşı bittikten sonra bir on yıl daha sürünecektir denizlerde, yaban ellerde. Başına gelen belalar tüyler ürperticidir. Macera romanlarının ilki ve en renklisi olan Odyssia’yı soluğumuzu tutarak okuruz.”

6. Homerosoğulla

”İlyada ve ile Odysseia arasında da bir zaman ayrımı göze çarpar. İlyada daha eski bir destan, Odyssia daha yeni gibi görünür. Homeros bir değil, birçok kişi olabilir.”

Destanlara giriş mahiyetinde okuduğum bu kitap benim için çok değerli. Destanları bölümlere ayırması, bölüm başlıkları altında veya destanları aktarırken aralarda hap niyetine kısa bilgiler verilmesi aslında destanların anlaşılırlığının benim gözümde kolay olduğunu gösterdi. Elimdeki diğer kitapların okuması bittiği zaman sıra bu destanlara gelecek.

Ne okursanız okuyun demeyeceğim. Belki ilk okumalarınızda olabilir 🙂 ama sonrasında okuma yelpazenizi geniş tutun, seçici davranın, en azından ben öyle yapmaya çalışıyorum  🙂

Haziran 2022

@okumali_ys   @gezipduru_ys

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading