Kitap
Nohut Oda

Nohut Oda… Bir iki yıl önce okunacak kitaplar listeme eklediğim bu kitabı aldım ve nihayetinde okuyabildim. Bundan sonra yazar Melisa Kesmez radarıma yakalandı desem yanlış olmaz sanırım, kalemini sevdim. Kitap sipariş listeme diğer kitabı ” Atları Bağlayın Geceyi Burada Geçireceğiz” şimdiden eklendi.
Şimdi dönelim Nohut Oda’mıza. Kitap içinde Kalanlar, Son Bir Çay, Annemin Çadırı, Görüşürüz ve Kız Kardeşim Handan öyküleri yer alıyor. Bunların içinde sanırım en sevdiğim Kalanlar ve Kız Kardeşim Handan oldu. Hikayelerin hepsi bizden, hepsi içimizden bir parçaya denk geliyor, eksikleri tamamlıyor gibi geldi. Kullandığı cümleler günlük hayattan, akıcı, keyif verici bir de arada kullandığı bazı tanımlamalar çok başarılı:) Uzun zamandır okuduğum en keyif verici kitaptı diyebilirim ama birisi hariç onu da bir sonra ki yazımızda anlatacağım:)
Kitabımızın başlıkları gidenler, kalanlar, kalsa da ruhu kanat takıp uçup gidenler, içimizdeki depremler, gerçek depremler, evin her bir odasında yaşanan farklı farklı yalnızlıklar, aile sevgisi, ailesizlik, evsizlik…vb. Kitapta önemsediğim bazı bölümleri bir iki satır sizinle paylaşmak istiyorum. Belki cümleler ya da kelimeler sizi de bir yerinden yakalar ve kim bilir Melisa Kesmez’in öykü dünyasına siz de benim gibi giriş yaparsınız.
KALANLAR
- “Artık yeni insanlar sevmekte güçlük çektiğin yaşlara geldiğinde, daha az müşkülpesent ve muhtemelen daha cesur olduğun yaşlarında bir yolunu bulup çok sevmeyi başardığın birini havaalanında bıraktıktan sonra, o dev ayrılık makinesinin kapsından çıkıp birkaç saat önce birlikte geçtiğiniz yollardan, bu defa tek başına elin kolun bomboş dönerken kuru ekmek gibi ufalanıyordu için .” Kuru ekmek gibi ufalanmak ne güzel bir anlatım değil mi!!!
- “Durmanın bilgeliğine ikna olmuştu. Dövüşmekten, şikayet etmekten uzaktı.”
SON BİR ÇAY
- “İlla duygusal bir sahne yaratacağım, illa kendime zırnık koklatmadığım o sonsuz şefkatimle kendime iyi geleceğim, illa kendimi gerekli hissedeceğim .”
- “Bu kadar yüksekten ancak düşülerek inilir.”
ANNEMİN ÇADIRI
- “Bir paket çekirdekle kendini sağaltan varoluş sıkıntılarını geçici olarak da olsa dindiren bir kadındı annem.”
- “Annem özerkliğini ilan etmişti. Babamın anlamak istemediği şey buydu. Annem anakaradan kopmuş, okyanusun ortasında bir ada olmuştu.”
GÖRÜŞÜRÜZ
- “Normal bir anneyi çoktan nakavt edecek onca yorgunluk, annenin ısırgan mizacına asla dokunmamıştı.” Isırgan mizaç…. Bunu tuttum, kibarca ne güzel ifade etmiş.
- “Birbirimizin yörüngesinden o kadar çıkmıştık ki, arayıp sormanın büyük bir olaya dönüşeceği o hazin noktaya vardık en sonunda .”
KIZ KARDEŞİM HANDAN
- “…nohut oda bakla sofa hayatta Handan’la ikimizi ne yapıp edip pamuklara sarmış, o günden sonra da akraba namına pek kimseyle görüştürmemişti.”
- “Bir ara Handan bir şey diyecek gibi oldu ama karşımıza saniyesinde ördükleri ‘Olur mu canım hiç öyle şey’ duvarı o kadar yüksekti ki, tırmanmaya çalışmak nafileydi.” Ne güzel anlatmış Melisa Kesmez toplum baskısını. Bu duvarlar, üzerine vazife olmayan nice insan yüzünden ne kadar çok sayıda ve bir anda yükselir değil mi ?
- “Geldiğim noktada bir olmamışlıklar silsilesiydi hayatım.”
Okuyacağım kitapları aldığı ödüller ya da popüler oldukları için tercih etmem. Önemli olan işlediği konuyu beni kitaptan koparmadan içinde tutacak şekilde aktarması ve yazdığı cümleleri ya da kelimeleri ben bunu nasıl düşünemedim diye hayıflandırması. Neticede bu kitap 2019 yılında Sait Faik Hikaye Armağanı’na layık görülmüş ki kanımca da gerçekten hak etmiş 🙂
Keyifli okumalar dilerim
Şubat 2025