Gezi
Erzurum Gezimiz
Bu sıcak yaz günlerinde biraz içinizi ferahlatmak adına Kars gezimizin devamı niteliğinde olan bu yazımızı yayınlamak istedik.
♦♦♦
Kars Çıldır Gölü ve Boğatepe Köyü Gezimiz ile Kars /Ani Harabeleri gezimizin ardından rotamızın 3. ayağı olan Erzurum’a doğru yola çıktık. Son yıllarda herkesin dilinde olan ve sosyal medyada da boy boy fotoğrafları yayınlanan, Ocak ayı başından itibaren biletleri neredeyse tükenip karaborsaya düşen Doğu Ekspresi’ne binerek yolculuğumuza Kars’tan Erzurum’a doğru başladık.
https://www.gezipduru.com/2018/12/19/kars-ani-harabeleri-gezimiz/
https://www.gezipduru.com/2019/01/08/kars-cildir-golu-ve-bogatepe-koyu-gezimiz/
Kars –Erzurum arası yaklaşık 2.5 saat süren yolculuğumuz boyunca bir sağ koltuğa geçip fotoğraf çektik bir sol koltuğa. Ara koridorlarda gezinerek her anın keyfini çıkarmaya çalıştık. Her durakta burası neresi diye meraklandık durduk. Bazı duraklarda daha uzun süre kaldığından trenden inip biraz temiz hava alarak tekrar yola devam ettik. Doğu Ekspresi evet güzel evet keyifli , evet tabiat ana çok çok güzel kareler sunuyor size ama inanın 2.5 saatlik süre bile bize yetti. Dememiz o ki Doğu Ekspresi’ne bilet bulamıyorsanız bence üzülmeyin. Erzurum’a gidin oradan yolunuza devam edin . Ya da uçakla Kars’a gidin dönüş yolunuz Erzurum olsun. Bu güzel şehrimizde ziyaret için vesile yaratmış olursunuz.
Erzurum da ilk gittiğimiz yer Milli Mücadele hareketinin temellerinin atıldığı Erzurum Kongresi’ne ev sahipliği yapan bina oldu. Ancak restorasyon çalışması olduğu için içeri giremedik. Böyle bir mücadelenin mihenk taşlarından biri olan bu yerde bulunmak bile güzeldi. Bu vesile ile Ulu Önder Atatürk ve silah arkadaşlarına minnet ve şükranlarımızı bir borç biliriz.
Sırada İlhanlı hükümdarı Sultan Olcayto döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına, Hoca Yakut Gazani tarafından geleneksel Selçuklu Mimari tarzında 1310 yılında yaptırılan Yakutiye Medresesi var. Rehberimizden, Anadolu’daki kapalı avlulu medreselerin son örneklerinden birisi olduğunu öğreniyoruz. Medrese içindeki avlunun çevresinde talebe odaları ve dershaneler yer alıyor. Öğrenci ve hocaların odaları sınıf ve derecelerine göre belirlenmiş ki bu nedenle her odanın girişinde farklı bir işleme yer alıyor. Özellikle taş oymacılığının en güzel örneği olarak gördüğümüz taç kapı ise farklı desenleri barındırması ile birlikte gerçekten çok güzel bir görüntü sergiliyor.
Erzurum da gördüğüm güzelliklerden birisi de Anadolu’da bulunan anıt mezarların en güzel örnekleri arasında yer aldığı söylenen ve bizim de gözlerimizle onayladığımız Üç Kümbetler. Bu kümbetlerden en büyüğünün Emir Saltuk’a ait olduğu ve 12.yy sonlarında yapıldığı sanılırken, diğer iki kümbetin kimin için yapıldığı bilinmiyormuş. Rehberimiz Kümbetlerin yanında bulunan kare şeklindeki küçük yapının bir kümbet veya mescit olduğu yönünde farklı fikirler bulunduğunu söyledi. Emir Saltuk Kümbeti, kesme taştan yapılmış ve sekizgen gövdeli. Bu sekiz cephenin dört yüzünde birer çift pencere yer alıyor. Diğer kümbet kare planlı ve on iki cepheli, üstte bir küçük ve altta üç büyük penceresi var. Karlar içinde gözümüz için güzel görseller sunduğu için Üç Kümbetler’e teşekkür ederek oradan ayrılıyoruz.
Gezimize başlamadan önce araştırma yaparken Çifte Minareli Medrese’nin fotoğrafları ilgimizi çekmişti. Erzurum’un simgesi haline gelen medresenin karşısında durduğumuzda fotoğraflardakinden daha güzel göründüğünü düşündük.
Şimdi bu güzel yer hakkında kısa bir bilgi verelim.
* Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı Hanedanları’ndan Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile buranın diğer adı halk arasında Hatuniye Medresesi olarakta biliniyor. Medrese iki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubunun en önemli örneği. Taç kapının batı tarafına Orta Asya Türkleri’nin simgesi olan çift başlı kartal, ağzı açık iki yılan ve dilimli yapraktan oluşan hayat ağacı işlenmiş. Doğu tarafında bulunan simetriğinde ise yaprak ve kartal işlemesi yer alıyor. Ayrıca, minarelerde turkuaz rengiyle dikkat çeken panolar bulunuyor.
Çifte Minareli Medrese gezimizin ardından verilen boş vakitte gezi grubumuzdan ayrılarak Atatürk Evi’ne gittik ama saat ilerlemiş olduğundan kapanmıştı. Bir sonraki sefere buraya geliş nedenlerimizden biri de burası olur diye kendimizi ikna ederek sokak şehrin sokak aralarında gezmeye devam ettik. Klasik Erzurum Evi’ni turistlere açan bir amcanın evine gittik . 10-TL ücret karşılığında evi güzel bir sohbet eşliğinde gezebilir ve güzel anlatım ile neşelenebilirsiniz. Aşağıdaki fotoğraflar o amcanın evinden karelerdir.
Erzurum’u gezdik, dolaştık, havasını soluduk, bir yerde oturup cağ kebabını yedik. Gezimiz sırasında çektiğimiz fotoğraflardan birkaçını daha aşağıda paylaşmak istedik. Umarım bu yazımız biraz da olsa bu şehri tanıtmaya, sizde ilgi uyandırmaya yetmiştir ve biz de bir gün gidelim dedirtmiştir 🙂 Gezmeli, görmeli, eğlenceli, sevdikleriniz ile birlikte yeni yerler keşfetmeniz dileğiyle .