Film
Honeyland

92. Oscar ödüllerinde uluslararası film ve belgesel kategorilerinde aday gösterilen Honeyland, Makedonya’da Türk azınlık mensubu bir arıcı olan Hatice Muratova’nın hikayesini anlatıyor.
Doğa severler ve arıcılığın nasıl yapıldığını merak edenler için yapılan bu belgeselin hikayesi şu şekilde başlıyor. Makedonyalı yönetmenler Tamara Kotevska ve Ljubo Stefanov, kısa bir doğa belgeseli için dağlık bir alanda araştırma yaparken bal arılarının kovanları ile karşılaşırlar. Bu kovanlar onları, eski usüller ile arıcılık yapan Hatice ile tanışmalarına vesile olur ve sonuçta karşımıza HONEYLAND çıkar.
Yazın sıcak günleri ile kışın dondurucu ayazında yapılan çekimler sadece arıcılık ile ilgili değil. Hatice’nin yatalak annesi ve yine arıcılıkla uğraşan, kendi arılarına zarar veren komşuları ile de ilgili. İnsan ilişkilerinin çetrefilliğini, yaşam şartları karşında insan ilişkilerinin nasıl çıkmaza girdiğini ve doğaya zarar vermeden doğa anadan alınacak verimin aslında herkese yetebileceğini gösteren anlar karelere güzel yansıtılmış. Mesela Hatice’nin bal toplarken doğaya “Yarısı bana, yarısı sana” dediği anlar günümüzde sık rastlamadığımız bir bölüşüm çağrısı…
Zor yaşam koşulları içinde hayatını sürdürmeye çalışan Hatice elektriği olmayan bu köyde bal üreticiliği yaparak ve bu balı şehre gidip pazarda satarak ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Arılarla ilgileniyor, yatalak annesini besliyor, yıkıyor, onunla sohbet ediyor ve ona türküler söylüyor. Hatice’nin bu hayatı göçebe bir ailenin köye yerleşmesi ile değişmeye başlıyor. Hatice onlara kucak açıyor, çocukları ile ilgileniyor, yanına yeni nefesler geldiği için mutlu oluyor ve arıcılık konusunda edindiği bilgileri onlarla paylaşıyor. Sonrasında ailenin reisinin daha fazla bal hasat etmek/ kazanç sağlamak için tüm peteklerdeki balı alması ile komşusunun arıları Hatice’nin kovanlarına saldırıyor. Bu durum belgeseli izlediğinizde göreceğiniz üzere komşular arasında nahoş diyaloglara yol açıyor.
Google da araştırma yaparken güzel bir haber ilişti gözüme ve çok mutlu oldum. Filmden elde edilen gelir ile Hatice’ye yeni bir ev alınmış ancak Hatice Muradova, arı sezonunu halen eski köyünde geçiriyormuş. Hayat herkes için bir mücadele alanı ama bazılarımız için bu mücadele çok daha sert ve yalnız geçebiliyor. Bunu bir kez daha hatırlattığı, arılarına çocuk gibi bakan, doğanın içinde yaşamış ve doğa ile bütünleşmiş bu kadının yaşamını bizlerle paylaştıkları için emeği geçen herkese kendi adıma teşekkür ediyorum.
Doğa ile dost kalmanız dileğiyle.
Mart 2020