Connect with us

Kitap

Füreya Koral

Published

on

Cumhuriyet Türkiyesi’nin ilk kadın seramik sanatçısı olan Füreya Koral’ın hayat hikâyesi, yazarın akıcı anlatımı ile birlikte güzel bir dönem romanı hale gelmiş.

Füreya Koral, 1910-1997 yılları arasında büyük bir konak da, kalabalık bir aile içinde büyümüş, bir kaza sonucu babasını silahla vuran dayısı ile birlikte aile perişan olmuş, savaşın başlaması ile birlikte bu durum daha da kötüleşmiş, aile maddi sıkıntılar nedeniyle konağı satmak zorunda kalmış ve İstanbul’a taşınmıştır.

Şakir Paşa’nın çocukları, birbirinden ilginç, çok cana yakın ve bütün cana yakın ilginç insanlar gibi, biraz çılgındı.” (Edebiyatçı Mina Urgan)

Füreya’nın babası Mustafa Kemal’ın sınıf arkadaşıdır. Kurtuluş mücadelesinde Ulu Önder Atatürk’ün yanında yer almıştır. Bu vesile ile Füreya küçük yaşta Atatürk ile tanışma fırsatı yakalamış, Füreya’nın Fransızca dil bilgisi ve keman çalıyor olması Atatürk’ü etkilemiştir. Atatürk’ün bir gün evlerini ziyaretlerinde anı defterine “Millet sizden çok şey bekliyor. Siz çalışmalı ve memlekete bir şeyler vermelisiniz.” yazması Füreya’yı çok etkilemiştir.

Füreya erken yaşta evlenir ancak boşanmak zorunda kalır. İkinci evliliğini, ailesinin tüm itirazlarına rağmen Atatürk’ün yakın arkadaşlarından biri olan Kılıç Ali ile yapar. 1938’de Atatürk’ün ölümü ile Kılıç Ali bunalıma girer. Bu sıralarda Füreya verem hastalığına yakalanır. Hastalığı ilerlemeye devam edince İsviçre’de bir hastahaneye yatırılır. 2 sene sanatoryumda kalır. Aliye teyzesi bir gün, hastanede yattığı sırada oyalanması için ona plastik hamurlar getirir ki işte bu noktada Füreya’nın seramik hayatı başlar. Resim, yontu, seramik dersleri alır ve seramik üzerine kitaplar okuyarak çeşitli teknikler öğrenir.

Fransa’ye gitmesi ile seramik sanatına yönelir.  Dünyaca ünlenir ve kendi atölyesinde pek çok da öğrenci yetiştirir. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk bayan seramik sanatçısı olur.

Hayatının devam eden günlerinde hem hastalığı ile hem de seramik ile uğraşır. Dünya çapında ödüller, burslar alır. Seramik adına Türkiye’deki bir çok ilki gerçekleştirir.

‘’ İstiyorum ki yaptığım çini tabakta en fakir ev yemek yesin. Benim çinilerim herkesin olsun. Yaptığım masa her evde bulunsun. Bir ocak yapmalıyım çiniden. Güzel bir merdiven başı. Kahve fincanlarım olsun bütün kahvelerde. Zengin fakir, iyi kötü bütün evlerde. Genç, ihtiyar bütün ellerde. Sanatı müzelerde hapsetmek yok. O sanat ölü sanattır. Çağımıza yakışmaz”

FÜREYA KORAL

Koral, 1981’de Kültür Bakanlığı ödülüne, 1986’da Sedat Simavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü’nü lâyık görülür. 1997’de 87 yaşında vefat eder ve ardında pek çok değer bırakır.

-Cannes Uluslararası Sergisi, Fransa / Gümüş Madalya

-Prag Uluslararası Sergisi, Çek Cumhuriyeti / Altın Madalya

-İstanbul Uluslararası Seramik Sergisi / Gümüş Madalya

-Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanlığı Ödülü”

-Sedat Simavi Vakfı Plastik Sanatlar Ödülü (Neşe Erdok ile)

-Washington Smithsonian Enstitüsü Ödülü, ABD

-Vallauris Bienali Onur Diploması, Fransa

– Marmara Oteli lobisi, duvar panosu, İstanbul, 1960

– Ulus Çarşısı, duvar panoları, Ankara, 1962

– Manifaturacılar Çarşısı, duvar panosu, İstanbul, 1963

– Hacettepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, duvar panosu, Ankara, 1965

– Ziraat Bankası, duvar panosu, İstanbul, 1966

– Divan Oteli, duvar panosu, İstanbul, 1969

– Tam Sigorta Binası, duvar panoları, Ankara, 1969

– Divan Pastanesi, duvar panosu, Taksim/İstanbul, 1969

– Sheraton Oteli, duvar panosu, İstanbul

-Başak Sigorta binası önü

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .

Continue Reading
Click to comment

You must be logged in to post a comment Login

Leave a Reply