Connect with us

Kitap

Yılkı Atı

Published

on

Yılkı Atı

Abbas Sayar’ın ilk ve en bilindik romanı olan Yılkı Atı yazar tarafından çok öncesinde kaleme alınmış ancak 1970 yılında yayınlanmıştır. (Yayınlanması için neden bu kadar süre beklenildiği konusunda internet araştırmamdan ele avuca sığar bir neden bulamadım.)

Kitaba adını veren Yılkı Atı’nın ne demek olduğunu araştırarak kitabı okumaya başladım. Anadolu’da bazı yörelerde güçten düşmüş, yorgun, yaşlanmış ve işe yaramayan atlar kış aylarında dağlara bırakılır. Sahiplerinin genellikle besleyemedikleri ve bakımlarını sağlayamadıkları için doğaya bıraktıkları bu atlara yılkı atı denir. Bu atlar hayatta kalmayı başarır ise sahipleri tarafından tekrar alınıp geri getirilir ki bu atların pek çoğu kış şartlarına dayanamayarak çoğu açlıktan ya da soğuktan yaşamlarını yitirir.

Arka Kapak Yazısı

 ”Güçlü, hırslı bir at kişnemesi ovanın dört bir yönüne dağıldı. Dağınık düzen otlayan sekiz on at başlarını kaldırdılar ve kulaklarını diktiler (…) İçlerinde güçlü, kuvvetlileri vardı. Kimi kahra uğramış zavallı, kimi yılkının alışığı…

Hesaptan düşülmüş, defterden silinmiş roman kahramanı Doru Kısrak’ın yılkıya bırakılma öyküsü ve Orta Anadolu’nun ağır kış doğasında yaşama mücadelesi, Halk dilinin zengin sözcük ve deyimleriyle işlenerek, şiirsel bir anlatımla ölümsüzleştirilmiş eşsiz bir yapıt olan Yılkı Atı, Abbas Sayar’ın, Sekilli’ de çiftçilik yaptığı yılların gözleminden yola çıkılarak yazılmış ilk romanıdır.  1971yılında  TRT Roman Başarı Ödülü’nü alan, çok geniş okur çevresi olan Yılkı Atı romanı bir kez daha okurlarla kucaklaşıyor ‘’

İnsanın değer bilmezliğini en sade ve güzel şekilde anlatan kitaplardan biri.

Kitaplarla dost kalanlara/kalacak olanlara selam olsun.

İyi okumalar.

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .