Connect with us

Kitap

Tante Rosa ve Barış Adlı Çocuk

Published

on

Yazar Sevgi Soysal ile tanışmam Barış Adlı Çocuk öykü kitabı ile oldu. 1968-1976 yılları arasında yazdığı öyküleri arasından kendi seçtiği on üç tanesini bir araya getirerek bu öykü kitabını oluşturmuş. Anlatımı çok sade, cümleleri akıcı ve konuşur gibi yazdığı bu öyküler içinde en sevdiğim öyküleri kitaba adını veren Barış Adlı Çocuk , Ay’ı Boyamak ve Cellat Fuchs, Kent Halkına Nasıl Karıştı? oldu.

Öyküler çok kısa olmakla birlikte o kadar yoğun bir anlatımla yazılmış ki, her öykünün içindeymişsiniz gibi  olaylara bizzat şahit oluyorsunuz. Ustalık burada devreye giriyor. Bu kadar yoğun içeriği bu kadar sade dille anlatmak, yazıya dökebilmek.

Kitap hakkında fikir sahibi olmanız açısından kitabı okurken altını çizdiğim cümlelerden birkaçını aşağıya ekliyorum.

  • ‘’Vücut eşyasıdır insanın; her insan vücudunun bozuk çalışmasından sorumludur.’’ (Sayfa 31)
  • ‘’Ancak tozlanmasına sürekli olarak engel olabileceğimiz kadar şeyimiz olmalı, ancak eskimeleriyle baş edebileceğimiz, sürekli olarak yenileyebileceğimiz, onarabileceğimiz kadar eşyanız olmalı.’’ (Sayfa 65 )
  • ‘’Dayağı ekmek bellemiş.’’ (Sayfa 96)
  • ‘’Oltanın ucuna insaniyetlik takmışlar, yutarsan.’’  (Sayfa 119)
  • ‘’Bu memlekette yolunu bilmeyen ayakta ölür.’’
  •  ‘’…..doktor kısmının sözüne inanılır mı, onlar ölümle kuma olmuşlar.’’ (Sayfa 133 )
  • ‘’Ağacın en yoz yeri budanınca filizlenecektir.’’ (Sayfa 137)
  • ‘’ Bütün oluşmamış kişilikler gibi tutarsızdır.’’ (Sayfa 141)

Sevgili Sevgi Soysal’ın okuduğum ikinci kitabı Tante Rosa (Rosa Teyze). Kitap kronolojik olarak birbirini takip eden ve birbirlerini bütünleyip tamamlayan 14 öyküden oluşuyor. Aslında roman tadında okuduğum, kimi zaman eğlendiğim, kimi zaman üzüldüğüm, kimi zaman aferin Tante Rosa’ya dediğim ve kesinlikle okuduğum için memnun kaldığım bir kitap. Ayrıca sayfa aralarında yer alan çizimlerde kitaba ayrı bir güzellik katmış. Yayımlandığı dönemde ve sonrasında çok fazla eleştirilen bu kitap için yazar ‘’Suçum belki de Tante Rosa yerine Ayşe Teyze dememek” diyerek eleştirileri haksız bulduğunu söylemiştir. Alman asıllı Tante Rosa hayatın hepimize dayattığı kurallara kendi çapında karşı çıkan, bunun için kiliseden aforoz edilen, rahibeler okulundan kovulan, seçimler yapan ve bu seçimlerinin sonucuna katlanan, gözü kara, yalnız ve özgür bir kadındır.

 

Tante Rosa yerine kitaba Ayşe Teyze de desek, bu kişi yabancı değil ülkemizde yaşayan bir karakter de olsa kitap mutlaka ama mutlaka eleştiri alırdı diye düşünüyorum. Bunun ilk nedeni yaşanılan ve sonrasında günümüze kadar uzanan dönemdeki köhne düşünceler, sonrasında ise karakterin toplumun dayatma dolu yaşamlarına her şekilde ters düşmesi. Din konusuna, aile ve çocuk kutsal düşüncesine, cinsellik konusuna toplumun baktığı klasik pencereden bakmıyor. Bu nedenle Tante Rosa-Ayşe Teyze kendilerinden beklendiği gibi kadınlığının içine hapsolup buna uygun davranmayarak, özgür bir birey olarak ses vermeye çalıştığından her zaman eleştirilecektir.

Sevgi Soysal’ın bu iki kitabını ama özellikle Tante Rosa’yı çok beğendim. Akıp giden öyküler, yaşanan farklı hayatlar, toplumun kadına bakış açısı çok güzel, kısa ve net cümleler ile bize aktarılmış. Keşke demeyi ve keşke kelimesini yazmayı hiç sevmemekle birlikte, keşke Sevgi Soysal bu kadar erken yaşta aramızdan ayrılmasaydı ve bizi daha nice hayatlar, kahramanlar ile tanıştırabilseydi.

Kitaptan alıntılar ile size biraz kitap hakkında fikir verelim.

-‘’Eve aldığı birkaç parça eşyanın bekçiliğini yapmadım diye bana çatacak adam değil, felsefeye ihtiyacım var benim, ya, felsefeye.’’ (Sayfa 38)

-‘’Bir yeni pabuç altı gibiydi Tante Rosa. Hiçbir yaşantısına basmamıştı.’’ (Sayfa 44)

-‘’Bir insan erken gelen yaşlılıklardan sorumludur.’’ (Sayfa 46)

-‘’Tante Rosa buzdolabını açtı. Bir Kavanoz ekşi yoğurdu buldu, batı batı denen uygarlık bu işte, buzdolaplı açlıklar var burada.’’ (Sayfa 59)

-‘’…olmadık olaylar, pineklemeye alışmış olanları öfkelendirir.’’ (Sayfa 63)

– ‘’Tante Rosa hiçbir zaman acı çekmedi denilebilir. Ama yaşamak zorunda olmak, sürdürmek, ısrar etmek. Bu Tante Rosa demektir.’’ (Sayfa 66)

-‘’ Öncesi ve sonrasız, bağlantısız ve belgesiz tükenivermek bir ağacın, bir evin, bir pabucun hakkıdır. Bir insanın, bir insanın ama, Bir Rosa’nın niçin eskidiğini bilmem gerek, yeni Rosa’yı bunun üstüne kurmak gerek.’’ (Sayfa 97)

Keyifli okumalar dilerim.

Gidilecek yollar, okunacak kitaplar, izlenecek filmler sınırsız ve ucu açık. Nefes alacağımız sayı bile belli dedik. Başladık gezmeye, okumaya, gözlemlemeye… Gezdikçe çoğaldık, okudukça bilinçlendik ve izleyip, gözlemledikçe çevremizde devasa olarak nitelenen sorunları, sıkıntıları !!! minnacık görmeye başladık ve sonuç olarak birlikte huzur bulduk. İnsan bu zamanda başka ne ister ki ! Dünya ne büyük biz insanlar ne kadar küçük demeye ara vermeden devam ettik. Kim bilir hayatımızın sonuna kadar daha ne kadar çok söyleyeceğiz. Franz Kafka ne kadar güzel demiş. ‘’Ölümün olduğu bu dünyada, hiçbir şey çok da ciddi değildir aslında."Öncelikle sağlığımızın değerini bilip, kendimize iyi davranalım ve yatırım yapalım. Geze, göre ne tür yaşamlar varmış tanıklık edelim. Hayatınızı istediğiniz şekilde yaşamanız dileğiyle.Mutlu ve her zaman umutlu kalın .