Kitap
Ben Sabahattin Ali

Önsözü okuduğumda, kitabın Sabahattin Ali’yi gençlere-10’lu yaşlara- tanıştırmak için kaleme alındığı belirtiliyordu. Değerlendirme yapabilmek ve sonrasında çevreme tavsiye edebilecek miyim tespiti için kitabı okumaya başladım.
Yazar, kitabında Sabahattin Ali’nin öğrencilik yıllarını, Almanya’ya eğitim için gidişini, eğitim süresi bitmeden neden Türkiye’ye dönmek zorunda kaldığını, siyasi görüşünü, evliliğini ve çocuğunu, askerlik dönemini, farklı hapishanelerde kaldığı döneme ait günleri, yazma sürecini, dergi çıkarma girişimlerini, istihbarat ajanlarını ve ölümüne doğru nasıl yol aldığını çok sade bir dilde tam da hitap etmek istediği yaş grubuna uygun şekilde tüm açıklığı ile roman tadında anlatmış.
Beni en çok etkileyen bölümlerinden birisi Nazım Hikmet ile arkadaşlığı ve mektuplaşmaları oldu.
‘’Nazım’a göndereceği kopyayı zarfa koymadan bir kez daha okudu, gözleri doldu:
“Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül aldırma…”
Gözlerinden iki damla yaş döküldü genç adamın. Zarfı kapattı, üzerine ustası Nazım’ın adını yazdı.’’
Sadece çocuğunuz ve çevresindeki yaşıtlar için değil kesinlikle biz yetişkinler içinde Sabahattin Ali’nin yaşamına kısa süre için dokunmak adına okunması gereken kitaplar listesine eklenebilir.
İyi okumalar.